Türkiye’de Uzun Süreli Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları

Avrupa Birliği elektrik piyasasında 20 yıldan uzun süredir devam eden planlı temiz teknolojilere geçiş süreci ve elektrik fiyatlarındaki istikrar, 2021 kışında bozuldu. Düşük rüzgâr enerjisi üretimi, soğuk hava koşullarından kaynaklı ısınma amaçlı elektrik tüketiminin artması ve Rusya’nın doğalgaz arzını düşürmesi gibi sebeplerle elektrik fiyatı rekor seviyelere yükseldi. Sonrasında ise Rusya – Ukrayna savaşının başlaması ile enerji arz güvenliği konusundaki riskler arttı ve bu da Avrupa Birliği’ni daha hızlı bir “yeşil dönüşüme” zorladı. Avrupa Komisyonu, temiz enerjiye geçişi hızlandırmak için 14 Mart’ta sunduğu elektrik piyasası tasarımındaki reformlarda tüketicilerin refahını değişimin merkezine aldı çünkü gerek yükselen elektrik fiyatları gerekse fiyatlardaki değişkenlik ve belirsizlik A.B. vatandaşları için endişe verici hale gelmekteydi. Buna ek olarak, yükselen elektrik fiyatları sanayi başta olmak üzere elektrik tüketicisi tüm sektörlerin ticari rekabetçiliğini ciddi anlamda etkileme potansiyeline sahipti. Avrupa Birliği kendine, 2020’de %37 olan yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminin payını, 2030’da en az %65’e çıkarma hedefini koydu.

Bu reform kapsamında önerilen önemli çözümlerden bir tanesi ise, Avrupalı tüketici ve şirketlerin kısa süreli elektrik piyasası fiyat değişiklerinden daha bağımsız olabilmeleri için Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA) gibi uzun süreli sözleşmelerin kullanılması. Bu anlaşmalar aynı zamanda yeni yenilenebilir enerji yatırımlarının ivmelenmesini sağlayacaktır. Buna ek olarak Avrupa Komisyonu yatırım desteğinin özellikle İki Taraflı Fark Sözleşmeleri (Two-way Contract for Difference) olarak yapılandırılmasının mevcut durumda daha sağlıklı olacağını düşünüyor. Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA), bir elektrik müşterisi ile elektrik üreticisi arasında imzalanan ve elektrik üreticisinin müşteriye belirli fiyattan enerji satmayı kabul ettiği ticari bir sözleşmedir. Öte yandan, İki Taraflı Fark Sözleşmelerinde, sözleşme bir elektrik üreticisi ile bir kamu kuruluşu (devlet) arasında imzalanan ve genellikle rekabetçi bir ihale yoluyla elektrik kullanım fiyatı belirlenen bir sözleşmedir. Üretici elektriği piyasada satar, ancak daha sonra piyasa fiyatı ile kullanım fiyatı arasındaki farkı kamu kurumuyla uzlaştırır. Böylece üreticinin ürettiği elektrik için istikrarlı bir gelir elde etmesini sağlarken, aynı zamanda piyasa fiyatlarının yüksek olduğu durumlarda üreticiler için bir gelir sınırlaması sağlar. Piyasa fiyatı kullanım fiyatının altındaysa, üretici aradaki farkı alır; piyasa fiyatı kullanım fiyatının üzerinde ise, üretici aradaki farkı geri öder.

Peki Türkiye’de genel anlamda Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmalarının (YETA) gelişmeleri için elektrik piyasası tasarımımızda ve diğer koşullarda ne gibi kriterlerde iyileşmeye ihtiyacımız var? Diğer bir değişle YETAlar ne tür piyasalarda uygulanabilir ve gelişebilir?

Yatırımcı Güveni: YETAlar, yenilenebilir enerji projeleri inşa etmek ve işletmek için önemli yatırımlar gerektirir. Kurumsal yatırımcılardan, bankalardan ve diğer paydaşlardan gerekli sermayeyi çekmek için yatırımcı güveni esastır. Bu, yenilenebilir enerji projelerine yatırımı teşvik eden istikrarlı ve öngörülebilir düzenleyici çerçeveler, şeffaf fiyatlandırma mekanizmaları ve açık piyasa sinyalleri sağlayarak başarılabilir. Yatırımcı güveni, bu yatırımlara olan talebi artırarak yenilenebilir enerji projeleri için finansman maliyetlerini düşürmeye yardımcı olabilir.

Piyasa Şeffaflığı: Enerji piyasalarında şeffaflık, etkili YETA müzakereleri için gerekli olan daha doğru fiyat keşfine olanak tanır ve rekabeti teşvik eder. Bu da daha verimli fiyatlandırma ve gelişmiş piyasa likiditesi ile sonuçlanabilir. Hem alıcılar hem de satıcılar, YETA şartlarını, pazar eğilimlerini ve fiyat tahminlerini değerlendirmek için şeffaf pazar verilerine erişime ihtiyaç duyar. Piyasa şeffaflığı, tarafların enerji fiyatlarındaki oynaklık ve karşı taraf riskiyle ilişkili riskleri belirlemesine ve azaltmasına olanak tanıdığı için etkin risk yönetimi ve yatırımcılara bilinçli yatırım kararları vermeleri için ihtiyaç duydukları bilgileri sağlar.

Mevzuat Desteği ve İstikrarı: Uzun süreli YETAlar piyasa katılımcıları için kesinlik ve öngörülebilirlik sağlayan istikrarlı düzenleyici sistemlere ihtiyaç duyar. Mevzuatlar, uzun süreli YETAların kullanımını desteklemeli ve bunların uygulanması için açık ve istikrarlı bir yasal çerçeve sağlamalıdır. Bu, YETAların yasal olarak uygulanabilir olmasını ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin açıkça tanımlanmasını sağlamayı içerir. Yatırımcılar, bilinçli yatırım kararları almak, yatırım risklerini azaltmak ve uzun vadeli karlılık sağlamak için net, tutarlı ve istikrarlı politika çerçevelerine ihtiyaç duyar. YETAlar ise yenilenebilir enerji projelerine istikrarlı ve öngörülebilir bir yatırım getirisi sağlamak için uzun vadeli gelir akışlarına güvenir. İstikrarlı mevzuatlar, elektrik alıcılarına ve satıcılarına, YETA’nın üzerinde anlaşmaya varılan hüküm ve koşullarına sözleşme süresi boyunca uyulacağı ve uygulanacağı konusunda güven sağlar.

Fiyat Sinyalleri: Elektrik piyasası, elektrik üretimi, dağıtımı ve iletiminin gerçek maliyetini yansıtan net ve doğru fiyat sinyalleri sağlamalıdır. Bu, günün farklı saatlerinde ve farklı yerlerde elektrik maliyetini doğru bir şekilde yansıtan şeffaf fiyatlandırma mekanizmalarını içerir.

Piyasa Rekabeti: Elektrik piyasası, tüketiciler için en iyi değeri sağlamak için rekabet eden çok sayıda tedarikçi ve alıcı ile rekabete açık olmalıdır. Bu, fiyatların adil ve şeffaf olmasını ve piyasa katılımcılarının ürün ve hizmetlerini yenilemek ve geliştirmek için teşviklere sahip olmasını sağlamaya ve yeni iş modelleri geliştirmelerine yardımcı olur.

Sözleşmenin Uygulanabilirliği: Sözleşme yasal olarak uygulanabilir olmalı ve her iki taraf da sözleşmenin şartlarını uygulama yeteneğine güvenmelidir. Bu, açık bir uyuşmazlık çözüm mekanizmasına sahip olmayı ve sözleşmenin ihlali durumunda yasal yollara başvurma becerisini içerir. Burada, ülkedeki mevcut hukuki mekanizmaların ne kadar pratik, hızlı ve doğru sonuca ulaştıracak şekilde işletilebildiği de belirleyicidir. Yani, sözleşmenin iyi hazırlanması ve konu ile ilgili mevcut mevzuatların bulunmasının yanı sıra, bu mevzuatların pratikte uygulanmasında nasıl ilerlenebildiği.

Şebeke Altyapısı: Şebekenin istikrarını korumak için şebeke altyapısı önemlidir. Yenilenebilir enerji projeleri merkeziyetçi olmama (dağıtıklaşma) eğiliminde olduğundan, ürettikleri elektriğin verimli ve kesintisiz olarak dağıtılabilmesini sağlamak için sağlam ve esnek şebeke altyapısına ihtiyaç duyarlar. Şebeke altyapısı, şebeke istikrarını sağlamak için gerekli olan arz ve talebin dengelenmesinde de önemli bir rol oynar. Elektrik şebekesi bakımlı olmalı ve üretilen/tüketilen elektrik hacmini kaldırabilecek kapasitede olmalıdır. Bu, kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarını yönetmek için yeterli iletim ve dağıtım kapasitesinin yanı sıra yeterli depolama kapasitesini de içerir. Ayrıca farklı yenilenebilir enerji kaynaklarının şebeke entegrasyonu için ileri seviye bir şebeke yönetim sistemi de kritiktir.

Kapasite Planlaması: Elektrik piyasası, uzun vadede talebi karşılamak amaçlı yeterli arzın olmasını sağlamak için etkin kapasite planlama mekanizmalarına sahip olmalıdır. Buna, talep ve arzdaki dalgalanmaları yönetmek için yeterli üretim kapasitesi, iletim/dağıtım kapasitesi ve depolama kapasitesinin sağlanması da dahildir. Kapasite planlamasına paralel olarak yeni yenilenebilir enerji yatırım kapasitesinin bir bölümünün uzun süreli YETAlara dayalı olarak geliştirilebileceği bir model geliştirilebilir ve mevzuatlar ile düzenlenebilir.

Veri Yönetimi: Etkili veri yönetimi, uzun vadeli YETAların verimli bir şekilde çalışması için esastır. Bu, elektrik üretimi ve tüketiminin doğru takibini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yönetimini ve temel performans göstergelerinin izlenmesini içerir. Sistemlerin dijitalleşmesi ve akıllı sistemler haline gelmesi gerekmektedir.

Kredibilite: YETA’nın her iki tarafı da sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmek için yeterli kredibiliteye sahip olmalıdır. Buna, güçlü bir mali durum, sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirme konusunda kanıtlanmış bir geçmiş performans ve düşük temerrüt riski dahildir. Şirketlerin kredibilitesi aynı zamanda ülkenin kredibilitesi ve ekonomik durumundan da etkilenmektedir çünkü ekonomik istikrarın olmadığı ve birçok parametrenin sürekli değişken olduğu bir ortamda şirketlerin kendi ticari istikrarlarını yönetebilmeleri de zor hale gelmektedir.

Risk Yönetimi: Etkili risk yönetim stratejileri, uzun süreli YETAların verimli bir şekilde çalışması için gereklidir. Bu, operasyonel riskleri, finansal riskleri ve elektrik üretimi ve tüketimi ile ilgili diğer riskleri azaltmak için alınan önlemleri içerir. Sigorta ürünleri, YETAların finansmanıyla ilgili risklerin azaltılmasına yardımcı olabilir. Sigorta, karşı taraf riskine, politik riske ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla ilişkili diğer risklere karşı koruma sağlayabilir. Hali hazırda ülkenin kendi farklı risklerinin yükseldiği ve belirsizliklerin arttığı bir dönemde hem riskin gerçekleşme olasılıkları artacak hem de YETA taraflarının bu sözleşme ile ilgili riskleri yönetmeleri zorlaşacaktır.

Finansman: Yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik yeşil fonların varlığı ve finansman sağlayacak finansal kuruluşların YETA mekanizmaları hakkında bilgi ve deneyime sahip olmalarının yanı sıra YETAların üçüncü tarafı olarak kabul edilen finansmanı sağlayacak tarafın da en başından itibaren sözleşme sürecine dahil edilmesi çok önemlidir. Finansal düzenlemeler için YETA’nın sözleşmesel yapısı temeldir. Sözleşmenin süresi, fiyatlandırma mekanizması ve alıcı ile satıcı arasındaki risk dağılımı dahil olmak üzere YETA’nın hüküm ve koşulları açıkça tanımlanmalıdır. YETA’ların finansmanının kolaylaştırılabilmesi ve cazip finansal modellerin oluşturulabilmesi için ülkenin risklerinin düşük, istikrarının yüksek olması önemlidir.

İklim Politikaları: Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi teşvik eden iklim politikaları, uzun vadeli YETAların başarısında önemli bir rol oynayabilir. Bu, yenilenebilir enerji hedefleri, karbon fiyatlandırma mekanizmaları ve yenilenebilir enerji projeleri için teşvik mekanizmaları gibi politikaları içerir.

İş Birlikleri ve Paydaş Katılımı: Başarılı uzun vadeli YETAlar genellikle alıcılar, satıcılar, finans kurumları ve elektrik piyasasındaki diğer paydaşlar arasında iş birliğine dayalı ortaklıklar gerektirir. Yani, taraflar arası elektrik ticaretinin YETAlar üzerinden yapılabileceği çok paydaş katılımlı piyasa mekanizmalarının ve pazar yapısının oluşturulması ve ekosistemdeki etkileşimin artması yeni yenilenebilir enerji yatırımlarını ivmelendirecektir.

Teknolojide İnovasyon: Teknolojideki yenilik, yenilenebilir enerji üretiminin maliyetini düşürmeye ve uzun vadeli YETAların verimliliğini artırmaya yardımcı olabilir. Buna enerji depolama, talep tarafı katılımı ve akıllı şebeke teknolojilerindeki yenilikler dahildir.

Yukarıda listelemiş ve kısaca tanımlamış olduğum her bir kalemi aslında daha derinlemesine ve detaylı olarak tartışmamız gerekiyor, belki ilerleyen yazılarda… Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği’ndeki elektrik piyasası tasarımının reformu için önerilerini yapmış, peki bizim Türkiye’deki elektrik piyasası tasarımının reformu için önerilerimiz neler olmalı? Söyleyebileceğim yapılabilecek çok şeyin olduğu, YETAlar da dahil, ancak öncelikle ülke olarak çözülmesi gereken daha büyük sistemsel sorunlarımız var (ekonomi gibi, hukuk sistemi gibi, risklerin yüksek olması gibi) ve bunlar YETAlarla ilgili yazmış olduğum maddelerin çok büyük bir kısmını doğrudan etkiliyor. Yoksa bence Türkiye enerji sektör oyuncuları ve paydaşları YETAlara hazır.

Yazan: Selen İnal / EcoMuse, Kurucu, Temiz Enerji ve Yeşil Dönüşüm Danışmanı