
Fransa, yıllarca süren gecikmeler ve bütçe aşımlarına rağmen, Normandiya’daki Flamanville 3 Avrupa Basınçlı Reaktörü’nü (EPR) ulusal elektrik şebekesine bağladı. 1.600 MW kapasiteye sahip olan reaktör, iki milyondan fazla haneye elektrik sağlayarak Fransa’nın en güçlü nükleer reaktörü unvanını kazandı. EDF enerji şirketi CEO’su Luc Remont, projeyi “tarihi bir başarı” olarak nitelendirirken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, reaktörü “dünyanın en güçlü nükleer tesislerinden biri” olarak tanımladı ve bu gelişmenin düşük karbonlu enerji stratejisi için önemli bir adım olduğunu belirtti.
1992 yılında tasarlanan EPR projesi, Sovyetler Birliği’nde yaşanan Çernobil nükleer felaketinden sonra daha güvenli ve verimli enerji üretimi sağlamak amacıyla geliştirildi. Ancak projenin inşaat süreci 17 yıl sürdü ve başlangıçta öngörülen 3,3 milyar Euro bütçe, çeşitli teknik aksaklıklar nedeniyle 13,2 milyar Euro’ya yükseldi. Planlanan devreye alma tarihi 2012 olmasına rağmen proje, hedefinden 12 yıl sonra tamamlanabildi.
Flamanville 3 reaktörünün devreye alma süreci 3 Eylül’de başladı, ancak teknik sorunlar nedeniyle gecikmeler yaşandı. Reaktörün tam kapasiteye ulaşması 2025 yazına kadar kademeli olarak gerçekleşecek ve 2026’da 250 gün sürecek kapsamlı bir denetimden geçmesi planlanıyor.
Nükleer enerji, Fransa’nın elektrik üretiminin yaklaşık %60’ını oluşturuyor ve ülke, yeni nesil reaktörler inşa ederek bu alandaki liderliğini güçlendirmeyi hedefliyor. Cumhurbaşkanı Macron, altı yeni reaktör sipariş ederek ve sekiz reaktör için daha planlar yaparak, Fransa’nın enerji geçiş sürecinde nükleer enerjiyi ana unsur haline getirdi.
Bu gelişme, nükleer enerjiden tamamen çıkış yapan Almanya’nın enerji politikalarıyla büyük bir tezat oluşturuyor. Almanya, geçtiğimiz yıl son üç nükleer reaktörünü kapatırken, Fransa bu alandaki liderliğini pekiştirme yolunda ilerliyor. Flamanville 3, hem enerji üretim kapasitesi hem de düşük karbon hedefleriyle Fransız enerji sektöründe yeni bir çağın kapısını aralıyor.