Türkiye Su ve HES Sektörüne Dair Güncel Değerlendirme: Görkem Teneler’in Analizi

Türkiye’de hidroelektrik sektöründe son yıllarda artan kuraklık, ölçüm eksiklikleri, hibrit yatırım engelleri ve depolama ihtiyacı, enerji piyasasında önemli tartışma başlıkları haline geldi. Saha deneyimi yüksek uzmanların değerlendirmeleri, önümüzdeki dönemde hem politika yapıcılar hem de sektör oyuncuları için yol gösterici nitelik taşıyor.
HYDROGRID GmbH Türkiye Ülke Müdürü Görkem Teneler’in kaleme aldığı kapsamlı değerlendirme, 2025 itibarıyla hidroelektrik sektörünün ihtiyaç duyduğu kritik adımları somut şekilde ortaya koyuyor.
Solarbaba olarak, sektörde farkındalığı artırmak adına bu değerli analizi aynen aktarıyoruz:
2025-11 Türkiye Su ve HES Değerlendirmesi
Görkem Teneler, HYDROGRID GmbH
Bu yıl başından itibaren HYDROGRID’i temsilen Türkiye’deki birçok kamu ve özel hidroelektrik sektörü paydaşı ile görüşmelerim oldu. Ticari üreticiler, EÜAŞ, HESİAD ile de birçok etkinlikte bir araya gelip bilgi paylaşımı yapma fırsatı buldum.
Bu görüşmeler ve geçen dönemdeki gelişmeler ile not aldığım ve eylem gereken hususları aşağıda sıralıyorum, Aralık ayında HESİAD tarafından düzenlenecek etkinlikte ve sonraki dönemde umarım ilgililer tarafından dikkate alınıp değerlendirilir:
– Kuraklık:
Geçen yıllarda özellikle Güney Doğu Anadolu bölgesini etkileyen kuraklık konusunda detaylı bir değerlendirme ve gelecek yıllara dair tahmin ve eylem planlarının oldukça yüzeysel ve yetersiz olduğunu deneyimledim. “Su yok buna göre DSİ ile anlaşmaları güncelliyoruz” ötesinde, orta-uzun vade öngörülerine göre ilgili kurumların olası senaryolar dahilinde ortak eylem planlarını belirlemesi faydalı olacaktır.
– HES+GES Hibrit izin ve kapasite problemi:
Hem kuraklık hem de santral tipine göre kapasite faktörü sebebiyle birçok HES yardımcı kaynak olarak GES kurarak hem elektriksel işletmesini devam ettirebilir hem de birçok durumda çok iyi eşleşen bir dengeleme imkanına sahip olabilir. Mevcut lisans kapasitesi ve şebeke bağlantısı değişmeden yapılan bu başvuruların reddedilmesi şaşırtıcı ve üzücü. EPDK ve TEİAŞ’ın teknik olarak uygun santraller için bu başvuruları yeniden değerlendirmesi ve teşvik etmesi gerekir.
– Su akış, rezervuar ölçümleri ve “Su Şeffaflık Platformu”:
Ölçülmeyen ve verileştirilmeyen bilgi ile değerlendirme ve iyileştirme yapmak mümkün değil. Görüştüğüm birçok firmanın (EÜAŞ dahil) hem santraller hem de havza özelinde güvenilir su akış verisine sahip olmadığını gördüm. DSİ AGİ verilerinin tutarsızlığı ve santrallerin kendi ölçümlerini almaması büyük bir eksiklik. Aynı nehir üzerindeki santraller ortak bir platformda bu verileri paylaşabilirse, hem havza yönetimi hem de üretim optimizasyonu için önemli fayda sağlanır. EPİAŞ Şeffaflık Platformu benzeri, DSİ öncülüğünde bir “Su Şeffaflık Platformu” kritik bir ihtiyaçtır.
– DSİ sulama planları:
Birçok firmanın, DSİ ve Sulama Birlikleri’nin su tahsisi ve talep planlamasında gerçekçi olmayan uygulamalar nedeniyle sorun yaşadığını duydum. Kurak dönemlerde bile 24 saatlik sürekli sulama ihtiyacının gerçekçi olmadığı belirtiliyor. Tarım alanı uzmanlığım olmamakla birlikte, suyun verimli tahsisi için bu konunun ilgili kurumlarca yeniden ele alınması gereklidir.
– Pompaj Depolamalı HES:
Hidroelektrik, şebeke ölçeğinde depolama için bugün ve gelecekte en önemli kaynak olmaya devam edecek. Türkiye’nin bu alandaki gelişmeleri desteklemesi ve pompaj depolamalı HES’leri hızla hayata geçirmesi önem arz ediyor. Henüz ön fizibilite aşamasını geçmiş bir proje göremedim. EÜAŞ’ın stratejik değişiklikleri ve özel sektörün mevzuat ve ticari kaygıları nedeniyle kısa vadede bu kaynağı değerlendirmede eksik kalacağımız anlaşılıyor. Bu alanda daha önce başlatılan girişimlerin devlet teşvikleriyle yeniden ilerletilmesi gerekir.
– EÜAŞ’ın rolü:
Yukarıdaki maddelerin uygulanabilmesi için EÜAŞ’ın öncü rol üstlenmesi kritik. Pilot çalışmaların yapılacağı santrallerin belirlenmesi ve veri temelli uygulamaların sektöre açılması önemli katkı sağlar. Birçok havzada en üst baraj ve santral EÜAŞ işletmesinde olduğundan, kurulabilecek bir “Su Şeffaflık Platformu”nun ilk ve en önemli veri sağlayıcısının da EÜAŞ olması gerekmektedir.
